8 Ekim 2013 Salı

2 yorum

 

 

 

KURBAN YAKINLAŞMAKTIR, HAYVAN KESMEK DEĞİL !



Geçtiğimiz günlerde "Kurban Yakınlaşmaktır, Hayvan Kesmek Değil!" sloganıyla yola çıkan Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, 3 gün boyunca süregelen bir eyleme imza attı.


4 Ekim'de Taksim, 5 Ekim'de Eminönü ve 7 Ekim'de Kadıköy'de alanlara çıkan hayvan özgürlüğü aktivistleri, eylem süresince bildiri dağıtarak, İslam düşünürleri ve Kur'an-ı Kerim tefsircilerinin "kurban" yorumlamalarını okuyarak ve basın açıklaması yaparak kamuoyunu bilinçlendirmeyi amaçladı.


Aldıkları tepkiler üzerine açıklama yapan aktivistler, eylemin Kur'an-ı Kerim'in yanlış yorumlanması üzerine "hayvan özgürlüğü" amacıyla yapıldığını ve "İslam karşıtlığı" gibi bir amaç taşımadığını özellikle vurguladı.

Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri'nin Kurban Bayramı ile ilgili değinmek istedikleri noktaları aşağıdaki açıklamada bulabilirsiniz;






“Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O'na ulaşır.” 
Hac Suresi, Yaşar Nuri Öztürk

Kurban, Arapça “krb” kökünden türemiştir. “Krb” kökü "yaklaşmak, yakınlaşmak" anlamına gelmektedir. Bu ibadetin aslı hayvan kesmek değil; yoksulla, yetimle yakınlaşmak, paylaşmak demektir. Büyük dilbilimci Ragıp El İsfehani'nin de belirttiği gibi doluya, yani Allah'a yakınlaşmaktır.

Hz İbrahim'in oğul sevgisinin mücadelesinin önüne geçmesine karşı verdiği sınavda oğlu İsmail'den vazgeçmesi binlerce yıl sonra hâlâ yanlış anlaşılıyor ve amacına ulaşmıyor. Her yıl bu eski gelenek milyonlarca canın İslam’ın olmazsa olmaz bir şartıymış gibi, dinin özünden kopuk bir şekilde acı çekerek ölmesine, ticaretiyle kapitalizme malzeme olmasına ve çocuklar üzerinde bıraktığı etkiyle travmalara neden oluyor. Gözlerimizin önünde gerçekleşen bu toplu kıyımın aslında dinde yeri olmadığını biliyor muydunuz?

Evet ailelerimizden alarak devam ettirdiğimiz bu kanlı geleneğimiz farz değil, İslam'ın şartları içinde yer almıyor hatta Kuran-ı Kerim'de kurban kesmek diye bir ibadet bile yok.
Niye Kuran-ı Kerim'in dili olan Arapçanın konuşulduğu birçok ülkede, “Kurban Bayramı”nda hayvan kesimi yoktur?

Peki ya günümüzde kredi kartlarıyla, taksitle marketlerden bile alınan, can olgusunun yok olup metalaştığı bu ritüel aslında kapitalizme kucak açmıyor mu?
Amacın yakınlaşma, yardımlaşma ve toplumsallaşma olduğu “Kurban”da bir hayvanı öldürmeden de ihtiyacı olan insanlarla yakınlaşılabileceğini hiç düşündünüz mü? 600-700 TL civarı bir parayla bir hayvanı öldürüp 10 kişinin karnını doyurmak yerine, o parayla bakliyat ve meyve-sebze aldığınızda çok daha fazla insanın karnını doyurabilirsiniz.

“Biz sana bolca nimetler verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kendini ada / yönel. Asıl mahvolacak olanlar sana kin duyanlardır.” Kevser Suresi, Edip Yüksel

“Koç ancak İsmail'in bedeli olduğunda kurbandır; yalnızca kurban olsun diye koç boğazlamak ise kasaplıktır.” Ali Şeriati

“Kendine ait olarak kabul ettiğin bedenin, istek ve arzu ve zevklerinden arın, bedenini kurban et.” Ahmet Hulusi

“Allah, kan değil, sevgi istediğini, Hacc Suresi’nde açıkça beyan etmektedir. Her aile için aylık mutfak masrafının üçte birinin yoksullara aktarılması, kurban demektir.” Hüseyin Hatemi

“Kurban“ eylemsel bir ibadettir. Bir ritüel değildir. Hayvan keserek olmaz, insanın içindeki egoyu kesmesi ile olur.” Eren Erdem

“Kurban kesilmesiyle ilgili Kuran'da bir ayet yoktur.” Yaşar Nuri Öztürk

“Kurban kesmek İslam'da yok Şaman kültüründe var!” İhsan Eliaçık

“Hayvanlarla ilgili en ufak bir merhamet duygusu taşımayan kişilerin, yılın belli periyotlarına sıkıştırdığı otomatik hayvan kesimleri, sevilen bir vazgeçilmezin değil 450 Türk lirasının fedasıdır.”  Burak Özdemir


Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri





 
Devamını Oku »

1 Temmuz 2013 Pazartesi

İsmet Berkan'ı Kınıyoruz

0 yorum
Basın emekçilerine ve kamuoyuna:

Hürriyet gazetesi köşe yazarı İsmet Berkan’ın 20 Haziran tarihinde, sokakta yaşamakta olan Fındık isimli köpeğin ölümüne sebep olmasının ardından hem olay anında söylediği sözleri hem de kendi kişisel blogu üzerinden yaptığı açıklamaları kaygı ile takip ettik. 

Berkan, görgü tanıklarının aktardığına göre bakımını üstlenmekte olduğu köpeği gezdirirken, sokakta yaşayan köpekleri korkutacak hareketlerde bulunmuş, köpekler birine (Fındık) onun bu hareketlerinden kaçtığı esnada oradan geçmekte olan bir araba çarpmıştı.  Olay sırasında çevrede bulunan kişiler, Berkan’ın arabanın köpeğe çarpmasını önemsemeyerek ilerlemeye devam ettiğine, kendisine durması söylendiğinde bakımını üstlendiği ‘’cins köpeği’’ kastederek “Bununla onu bir mi tutuyorsun?” dediğine, Fındık’ın ölümünün ardından “Oh iyi oldu, bunu hak etmişti”, “İnşallah ölür”, “Zaten hayvansever değilim” gibi cümleler sarf ettiğine şahit olduklarını bildirdiler. 

Bu durum kısa sürede sosyal medyada hayvanlar konusunda duyarlı pek çok insanın dikkatini çekti ve binlerce insan #ismetberkanhesapver hashtag’ini kullanarak Berkan’dan hesap sordu. Bunun üzerine Berkan, kişisel blogundan bu davranışlarının sebebinin korkmuş olması, paniğe kapılması ve Fındık’ın zaten ölmüş olduğunu düşündüğü için olay yerini terk ettiğini yazdı. (http://ismetberkan.blogspot.com/2013/06/hesap-veriyorum_21.html)

Bu yaşananlar, sokaklarda yaşayan hayvanlara yönelik şiddetin ne ilk ne de son örneğidir. Sokaklarda yaşayan hayvanlar her gün şiddete, tecavüze, cinayetlere maruz kalmakta bir yandan da belediyelerin ve devletin kısırlaştırma, zehirleme ve imha politikalarının hedefi olmaya devam etmektedirler.

Köpeğe çarpan aracın sahibi Berkan hakkında hukuki işlem başlattı. Bu hukuki sürecin takipçisi olacağımızı duyururuz. 

Devletin hayvanlara bakışının ve yasaların yetersizliğinden ötürü bu dava, Berkan’ın davranışının araca verdiği maddi hasar üzerinden sürdürülecek. Bu yüzden de bir yandan bu davayı takip eder ve İsmet Berkan’ı kınarken bir yandan da hayvanlara yönelik şiddet eylemlerinin ve cinayetlerin ciddi yaptırımlarla karşılandığı yasalara gerek olduğunu da bir kez daha tekrarlıyoruz.

Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri


Devamını Oku »

29 Haziran 2013 Cumartesi

Gezegen İçin Vegan Ol!

0 yorum



"İklimi değil sistemi değiştir" ana sloganıyla Kadıköy'de yapılan mitinge katılan binlerce kişi hükümetlerin iklim değişikliğine sebep olan politikaları protesto etti. 140 ülkeden "350" kampanyası aktivistlerinin de yer aldığı yürüyüşe Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri ''Gezegen için vegan ol!'' pankartıyla katıldı. Tüm canlı yaşamını gözlerimizin önünde yavaş yavaş yok oluşa sürükleyen iklim değişikliğinin başlıca sebeplerinden birinin %18lik oranda sinai hayvan çiftlikleri olduğunu açıklayan Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri eylem boyunca sık sık ''Tüm mezbahalar kapatılsın'' sloganını attı.

Eylemden bir gün önce Lice'de yaşanan devlet terörüne de dikkat çeken aktivistler sık sık ''Diren Lice, veganlar seninle'' diyerek dayanışmalarını gösterirken, mezbahalara ve iklim değişikliğine karşı mücadelelerinin süreceğini bir kez daha dile getirdiler.


Devamını Oku »

15 Haziran 2013 Cumartesi

Tüm Mezbahalar Kapatılsın

0 yorum


Bugün saat 14:00’te Galatasaray Lisesi önünden Taksim Meydanına doğru Tüm Mezbahalar Kapatılsın sloganıyla yürümeye başladık. Tüm Mezbahalar Kapatılsın eylemi, eş zamanlı olarak 7 ülke ve 9 şehirde hayvan özgürlüğü için mücadele veren gruplar tarafından örgütlendi. Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri olarak Türkiye ayağını ördüğümüz bu eylem 50’den fazla kişinin katılımıyla gerçekleşti. 

Tüm mezbahaların kapatılması esas talebimizle birlikte, bugün sokakta oluşumuz, dünya barışı, iklim değişikliklerinin önüne geçilmesi, açlıkla mücadele ve cinsel yönelim, cinsel kimlik eşitliği taleplerini de içine almakta. Her gün milyonlarca hayvanın, yemek olarak hazırlaması amacıyla mezbahalarda kesilmek için sıra beklediği, toplumun en zayıf halkası olan hayvana uygulanan sömürü ve şiddetin sürdüğü bir dünyada barıştan bahsetmenin imkansız olduğu görüşündeyiz. Endüstriyel hayvancılığın tavukları ve inekleri birer üretim makinesi gibi gördüğü, onlara tecavüz edip yavrularını çalarak dişi beden sömürüsünü ve heteronormatif algıyı beslemesi, farklı cinsel yönelim ve kimliklere uygulanan baskıyı da yeniden ürettiyor. Hayvanlar üzerindeki sömürünün bunlarla beraber, küresel iklim değişikliği ve açlık üzerindeki etkilerini de biliyoruz. Kullanılabilir ve verimli tarım alanlarında üretilen tahılların çoğunun sınai çiftliklere,hayvan yemi olmak üzere gönderilmesi açlığın sebeplerinden biridir. Bu gerekçelerle biz, birbirinden ayıramadığımız bu talepler için -yani dünya barışı, küresel ısınma ve açlığın son bulması, farklı cinsel yönelim ve kimliklerin özgürleşmesi ve tüm mezbahaların kapatılması için- mücadele ediyoruz.

Londra, Paris, Toulouse, Bauru, Rio de Janeiro, Brazil, Houston, San Diego, Florence, Perth ile aynı anda gerçekleştirdiğimiz Tüm Mezbahalar Kapatılsın eyleminin, Türkiye ayağında, son günlerde Gezi Parkı direnişlerinde yaşadıklarımız bir gündemi daha eklememizi gerektirdi. Gezi Parkı direnişinde yaşadığımız polis terörüne, sokaklarda bizimle birlikte maruz kalan, ama tedaviye ve sığınacak yerlere erişmede bizim kadar şanslı olmayan sokak hayvanlarına da dikkat çekmek istedik. Taksim'de 17 günde biber gazından 8 köpek, 63 kedi, 1028 kuş ölümü tespit edildi. Diğer bölgeleri ve kentleri de düşündüğümüzde bu rakam çok daha fazla. Eylemimizde herkesi, sokak hayvanlarının şiddete maruz kalmaması için, sığınabilecek yerlere ve tedaviye ulaşabilmesi için bizlerle dayanışmaya davet ettik.
Son olarak, biz Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri hayvanların sömürülmediği, köleleştirilmediği ve öldürülmediği,yeşil alanların beton binalar için katledilmediği, gerçek ve samimi barışın sağlandığı bir yeryüzü istiyoruz. Tüm Mezbahalar Kapatılsın!

BAĞIMSIZ HAYVAN ÖZGÜRLÜĞÜ AKTİVİSTLERİ
Devamını Oku »

12 Haziran 2013 Çarşamba

Gezi Komünü Veganları Açıklaması

0 yorum

Gezi Komününde Veganlar, Vegan Mutfak'ı tüm saldırılara ve baskılara rağmen açık tutmaya devam ediyorlar. 


Değerli Basın Mensupları, 


Direnişin başladığı 28 Mayıs gününden beri Taksim Gezi Parkı'nda sivil itaatsizlik halindeyiz. Sivil itaatsizliğimiz günden güne yepyeni ve barışçıl toplumsal bir varoluş sürecinde seyrediyor. Bir süredir polis de dahil devletin hiçbir organına gerek duymayan, kendi kendisine yeterli bir komün oluşturmuş olmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz.



Ancak dün, yani 11 Haziran günü, Taksim Meydanı’na giren polisin yarattığı karmaşanın tedirgin edici sesleriyle uyandık. Polisin gelişiyle beraber alana şiddet de geldi ve günlerdir sürdürülebilir hale getirmeye çalıştığımız barışçıl ortam tahrip edildi. Park komünü olarak devletten taleplerimizin karşılanmasına dair hiçbir girişim olmamasına rağmen polis müdahalesine direnmememiz istendi.

Gezi Parkı sakini veganlar olarak, biber gazının yasaklanması, tüm Türkiye'deki genel süreç içinde polis şiddeti sorumlularının görevden alınması ve park için planlanan bütün projelerin iptal edilerek park komününün korunmasına yönelik taleplerimiz karşılanmadığı sürece sivil itaatsizliğe devam edeceğiz.

Gezi Parkı Sakini Veganlar


Devamını Oku »
 

Copyright © Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri Design by Free CSS Templates | Blogger Theme by BTDesigner | Powered by Blogger