22 Kasım 2013 Cuma





 

 
 
 
 8. İSTANBUL DERİ FUARI PROTESTO
 EDİLDİ



Beylükdüzü TÜYAP'ta 8.si düzenlenen İstanbul Deri Fuarı; Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, Yeryüzüne Özgürlük  Derneği, Yeryüzü ve Hayvan Özgürlüğü Aktivisitlerinin de aralarında bulunduğu bir grup tarafından protesto edildi. 

Fuarın açılış törenine seyirci olarak katılan ilk grup İstanbul Sanayi Odası başkanı Erdal Bahçıvan'ın konuşmasını bölerek deri ve kürk fabrikalarında hayvanlara yapılan eziyetleri ve fabrikaların yarattığı çevre kirliliğini sordu: “Bu deri kimin derisi?”, “Seyretmeye dayanamadığınız gerçeklerden nasıl para kazanabiliyorsunuz?”, sorularının ve “Ergene Nehri deri sanayi yüzünden zehir akıyor”, “Katliam varsa direniş de var” açıklamalarının ardından eylemciler birkaç dakika içerisinde salondan çıkarıldı. Polis gözaltı yapmazken, Tüyap’ın güvenlik görevlileri bir eylemcinin fuar kimliğine el koydu. Eylemcilerin salondan çıkması ile Bahçıvan "Bunlar bizi caydıramaz. Parazit bunlar. Sektörün yükselişi sürecek.'' dedi.

Bütün bunlar yaşanırken, diğer grup da üzerlerinde ''8. İstanbul Ceset Fuarı'', ''Cinayetin giyilebilen hali kürk ve deri.'' ve ''Cinayet hiç bu kadar şık olmamıştı'' yazan tişörtlerle Fuar alanında dolaştı. Güvenlik görevlilerinin protesto tişörtleriyle gezenlere müdahale edeceği anonsunun ardından eylemciler fuardan çıkartıldı.




Açılış konuşmasını bölen eylemcilerin sesleri müzikle bastırılmaya çalışıldı. Konuşmayı yapan Erdal Bahçıvan, eylemcilere "Siz kimin adına konuşuyorsunuz" diye çıkışırken eylemciler seslerini yükseltmeye devam etti.
Güvenlik görevlileri tarafından çıkarılmadan önce de eylemciler, son anda havaya bildirilerini fırlattılar. Bildiride ise şunlar yer alıyordu: 



"Bu yıl sekizincisi düzenlenen kan, zulüm ve sömürü dolu İstanbul Deri Fuarını bir kez daha protesto ediyoruz! Sömürüyü, işkenceyi, katliamı ve ekolojik tahribatı meşrulaştırıp ticaretini yapan bu fuar, organizasyonundan ebediyen vazgeçilene dek haklı mücadelemiz sürecek.Dünyada her yıl 50 milyondan fazla hayvan kürkleri için katlediliyor. Bu hayvanların %85'i kürk çiftliklerinde içinde yaşanması mümkün olmayan kafeslerde, üst üste yığılarak, aç ve susuz bırakılarak yetiştiriliyor. Doğal yaşam alanlarında pusuya düşürülen hayvanlar hiç bilmedikleri bir ortamda insanla karşı karşıya gelmenin dehşetini yaşıyor. Firmalar kâr elde etsin, insanlar daha "güzel" görünsün diye tutsak edilen bu hayvanlar öldürülürken de korkunç acılara maruz bırakılıyor: Tel ile boğma, boyun kırma, vajina-anüsten elektrik verme, kaynatma, ormana kapan kurma, canlı canlı yüzme, kafaya çivili sopayla vurma...Bu kanlı sektör, doğa dostu olarak yutturduğu kürklerin ve derilerin işlenmesi sürecinde kullanılan kimyasallarla da doğada dönüşü olmayan bir tahribatın oluşturulmasının baş sorumlusudur. Kürk çiftliklerindeki milyonlarca hayvan artığının yeraltı sularına, nehirlere sızması; fabrikalarda endüstriyel işlemlere tabi tutulan kürk/derinin işlenmesi sırasında çıkan amonyağın atmosfere karışması kabul edilemez.Doğayı da hayvanı da insanı da aynı kirli tüketim ağında öğüten bu kanlı sektörün bir parçası olmayı reddediyor ama bunun yanında insan hayvan ayırt etmeden sömüren kapitalizmin zorunlu çalışma sistemi içerisinde sıkışmış işçilerinin; denetimsiz atölyelerde, kimyasal maddelerin olumsuz etkilerine maruz kalıp birçok meslek hastalığı ve kanser riskiyle karşı karşıya kalmasını da protesto ediyoruz. Haklarını aramak istediklerinde devlet ve sermayenin şiddetine maruz kalmaları bir yana bu sektör karşısında hayatları, bedenleri hiçbir anlam ifade etmiyor.İnsanın bütün canlılardan daha üstün olduğuna inanmamızın yarattığı tahribat her gün katlanarak büyüyor. Zulmü meşrulaştıran ahlâk anlayışı ile her türlü sömürü ve hak gaspı da çok kolay bir şekilde yaşamlarımızın her yerine siniyor, insanın hayvanlarla, doğayla ve diğer insanlarla kurduğu ilişkileri de bu kirli ahlâk şekillendiriyor.Bu kanlı sektör, bugün burada açıkladığımız nedenlerden dolayı tarihe karışmak zorundadır. Bu sektörün ne kadar önemli olduğunu, sağladığı istihdam ve ekonomik fayda üzerinden açıklayıp onun yarattığı zulmü ve çevresel yıkımı görmezden gelenler bilmelidirler ki ne bu zulümle kaplanmış fuar salonlarında ne her gün tonlarca kimyasalı hayatımıza boca eden fabrikalarında ne de vicdanlarında onlara rahat vermeyeceğiz.Tüm kafesler boşalana dek, bu kanlı sektörün tüm birimleri kapılarına kilit vurana dek mücadelemiz sürecektir! 


YAŞASIN HAYVAN ÖZGÜRLÜĞÜ!"

İnsanmerkezciliğe ve zulmü meşrulaştıran ahlâk anlayışına karşı yapılan protestoya Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Yeryüzü ve Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, Yeşil Öfke ve Ergene İnisiyatifi’nden aktivistler katıldı.
 
İstanbul Kürk ve Deri Fuarı 3 yıldır protesto ediliyor.  


http://www.youtube.com/watch?v=Uc5CWF9nJFY




0 yorum:

Yorum Gönder

 

Copyright © Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri Design by Free CSS Templates | Blogger Theme by BTDesigner | Powered by Blogger