Basına, topluma, Kadıköy sakinlerine ve hayvan hakları savunucularına
Kadıköy Belediyesi, bir süre önce kendi yayınları ve sosyal medya hesapları üzerinden Nisan 2013 tarihinden itibaren Kadıköy ilçesi sınırlarında petshoplarda canlı hayvan satışının yasaklanacağını duyurmaya başladığında bu habere pek çok hayvan hakları savunucusu gibi bizler de çok sevinmiştik.
Ne yazık ki Nisan ayı geldiğinde karşımıza çıkarılan yönetmelikte, bir yasak söz konusu değildi. Yasaktan ziyade, hayvan satışının belli kriterlere uygun olarak yapılabileceği bildiriliyor, petshoplara kriterler getiriliyordu. Ancak bu karar belediye tarafından ısrarla “yasak” olarak duyuruldu. Toplumda “hayvansever” olarak bilinen pek çok dernek ve oluşum da Kadıköy belediyesinin bu yanlış bilgilendirmesine araç olarak kendi sosyal medya hesapları ve yayınları aracılığıyla belediyenin hayvan satışını yasakladığını duyuruyordu.
Oysa hayvan haklarını savunmak, hayvanların daha iyi koşullarda, daha geniş kafeslerde, daha iyi bakım görerek satılmasını onaylamak demek değil, hayvanların alınıp satılabilecek birer mal olmadıklarını savunmaktır. Hayvanlar birer mal değildir, hiçbir hayvana paha biçilemez, para karşılığı satılamaz. Hiçbir koşulda, ne kadar iyi döşenmiş ve süslenmiş olursa olsun petshoplar meşru değildir. Bu ancak, hayvanların birer mal olarak alınıp satılmasını toplumun gözünde daha meşru göstermeye ve hayvan satın almayı meşru görenlerin vicdanlarını rahatlatmalarına yarayabilir.
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri olarak, hayvanların -hangi koşullar altında olursa olsun- satılmalarına, hayvan bedenlerine -ister canlı isterse de ölü olarak- bedel biçilmesine karşı çıkıyoruz. Bu sebeple, Kadıköy belediyesinin, yasaklamak adı altında hayvan satışını çeşitli denetimlere tabi hale getirmesine karşı çıkmış, 6 Nisan 2013 tarihinde Kadıköy Belediyesi önünde bir basın açıklaması yapmıştık. Bu basın açıklamasında dile getirdiğimiz talepleri yeniden sıralıyoruz:
“Hayvanlar alınıp satılabilecek cansız varlıklar değildir, her biri kendi kişiliğine sahip, acıyı, korkuyu, yalnızlığı hissedebilen canlılardır. Petshoplarda hayvan satışının denetlenmesi değil, yasaklanmasını talep ediyoruz.Kafeslerin genişletilmesini değil, yok olmasını istiyoruz. Hayvan refahı değil, hayvan özgürlüğü istiyoruz.”
İstanbul 1. İdare Mahkemesinin Kadıköy belediyesinin bu denetleme yönetmeliği hakkında yürütmeyi durdurma kararı aldığı yönündeki haberler üzerinden basın açıklaması yapan hayvan refahı savunucusu bir oluşum ise, yasak adı altında gerçekleştirilen bu göz boyama girişimini protesto edenlere ve hayvan özgürlüğü talebini yükseltenlere saldırmak için bahane olarak kullanıyor. Bu habere, Kadıköy belediyesini protesto edenlerin sevineceklerini kaba bir dille anlatıyor.
Her ne kadar belediyenin bu denetlemeleri “yasak” adı altında topluma sunmasını protesto etsek de denetimlerin kaldırılmasına da sevinecek değiliz. Bu iddia, hayvan refahçılığı adı verilen, hayvanların birer mal olarak kalması ancak vicdanlarımızı daha az rahatsız edecek şekillerde alınıp satılmasını savununanların kendi tutumlarını meşru gösterme çabası olabilir ancak. Söz konusu oluşum, sosyal medya hesabında, hükümetle aynı dili kullanarak hayvan özgürlüğü savunucuları için “marjinal hayvanseverler” ifadesini yazmıştır. Bu ifadelerden, hayvan refahı savunucularının hayvan özgürlüğü mücadelesine ve hayvan satışının gerçekten yasaklanması konusuna nasıl baktığını anlamak mümkündür.
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri olarak, petshoplarda, sirklerde, hayvanat bahçelerinde, süt tesislerinde, çiftliklerde, deney laboratuvarlarında, mezbahalarda ve hayvan sömürüsünün sürdüğü her yerde, daha iyi koşullar değil tüm kafeslerin açılmasını ve tüm hayvanların özgürleşmesini savunmaya devam edeceğiz.
BAĞIMSIZ HAYVAN ÖZGÜRLÜĞÜ AKTİVİSTLERİ
0 yorum:
Yorum Gönder