Florya'da bir alışveriş merkezinin önünde yer alan Atlantis Sirki, 9 Mart Cumartesi günü Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri tarafından protesto edildi.
Sirklerin, maddi kazanç için hayvanlara zulüm ve işkence uygulayan insan merkezci bakış açısının bir ürünü olduğunu belirten aktivistler, Türkiye'nin de üyesi olduğu UNESCO'nun yayınladığı Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi gereğince hayvanların kullanıldığı sirklerin yasaklanmasını talep etti.
Daha önce Kozyatağı'nda gerçekleşen protestoda, iki aktivist sirk görevlilerince darp edilmiş, eylemcilerin sloganları sirk çadırından yüksek sesli müzik yayını yapılarak bastırılmaya çalışılmıştı. Bu kez alanda çok sayıda polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı gözlendi.
3 saate yakın bir süre sirk önündeki protestosunu sürdüren aktivistler, basın açıklamalarında "Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri olarak, bu ticarethane maskesine bürünmüş işkence merkezlerine karşı çıkıyoruz. Sirkler, doğal yaşam alanından ve özgürlüğünden yoksun tuttukları ve insanları eğlendirme amaçlı alıkoydukları her hayvan için, Türkiye’nin üyesi olduğu UNESCO tarafından ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde belirtilen maddeleri ayrı ayrı ihlal etmektedir ve acilen kapatılmalıdır. Bu suça izin veren tüm belediyeleri görevlerini yapmaya ve tüm ebeveynleri, çocuklarını bu zulümden uzak tutmaya çağırıyoruz. Bugün hayvan zulmü ile eğlendirilen çocuklar, yarın şiddetin, ayrımcılığın ve türcülüğün her çeşidini normal karşılayabilir ve uygulayabilir. İşkenceden ve tutsaklıktan gelen kahkaha acımasızdır!" ifadelerini kullandılar.
Sirki seyretmek çocuklarıyla birlikte gelmiş olan ailelerden bazılarının eylemi izlemeyi tercih ettikleri ve sirke gitmekten vazgeçtikleri gözlendi. Aktivistler, ailelere "Sirkler, çocukların zulme, işkenceye, tahakküme kahkahalarla gülmeyi öğrendikleri yerdir. Çocuklarınıza zulme gülmeyi sevdirmeyin." çağrısı yaptı.
Basın açıklamasının tam metni şu şekildedir:
Çocuklara zulmü sevdirmeyin!
Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 10. Maddesi'ne göre, ‘‘Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.’’
Gösterilerinde hayvan kullanan sirkler, tam da bu maddenin belirttiği üzere; hayvanların işgücünü sömürmenin yanında, hayvanların yapmak istemediği hareketleri zorla yaptırmak için ‘‘ödül ve ceza’’ sistemi adı altında korkunç işkence yöntemleri kullanarak onların ruhsal ve bedensel bütünlüğünü zedeler. Ne zaman bir protestoyla karşı karşıya kalsalar, bu ticarethane sahipleri, sirk içinde hiçbir hayvanın işkenceye maruz kalmadığını, istersek sirk içine girerek hayvanların ne kadar iyi koşullarda çalıştırıldığını görebileceğimizi ısrarla teklif ederler. Ancak, çok iyi biliyoruz ki sirk hayvanları bu alanlara getirilmeden önce; kaynar su, çivili sopa, kırbaç, elektrikli çubuk gibi korkunç acılar veren işkence aletleriyle ‘‘eğitiliyor!...’’ Sirk hayvanlarının eğitimi, işkenceyle beslenen bir ‘‘edimsel koşullamadır’’. Dahası, hayvanlar sirk içinde doğrudan strese ve psikolojik işkenceye maruz kalmaktadır. Hayvanların çeşitli ilaçlarla uyuşturulması, kimi zaman antidepresanlarla yüksek performansa zorlanması ve kendi doğal ortamlarından kopuk bir ortamda gösteriye çıkarılması, sirk koşullarının arkasındaki gerçeği göstermektedir.
‘‘Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üreme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.’’ Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 4. Maddesi'nde belirtildiği gibi, en iyimser ihtimalle hayvanların cezalandırma değil, sadece ödüllendirme yöntemiyle eğitildiğini varsaydığımızda, hayvanların herhangi bir eğitim amacıyla özgürlüğünden yoksun bırakılmasının bile başlı başına bir suç olduğunu görüyoruz. Köpek, yunus ve fok balıkları, doğaları gereği her gün binlerce mil yol kat etmesi gereken ve çıkarttıkları sesler yoluyla iletişim kuran sosyal canlılardır. Bu hayvanlar havuzlara hapsedildiğinde, çıkarttıkları tüm sesler havuz duvarına çarparak kendilerine geri döner, bu da hayvanların birçok psikolojik sorun yaşamasına ve depresyona girerek intihar etmesine sebep olur. Uçsuz bucaksız denizlerden, okaynuslardan koparılıp alınan yunus ve köpek balıkları için birkaç metrekarelik havuzlara hapsedilmek, bir insanın tüm sosyal çevresinden zorla koparılarak ve işkenceye maruz bırakılarak ömrü boyunca hücrede tutulması gibi bir durumdur.
Hayvanlara uygulanan sistematik şiddetin insanlara da nasıl tesir ettiğini, 10 Şubat 2013 tarihinde yaptığımız protestoda hep birlikte görmüş olduk. Atlantis sirki yetkilileri, “sirk müşterilerinin görüntüsünü aldığı” bahanesiyle iki aktiviste küfür ve yumruklarla saldırmış ve araya girmeye çalışan bir polisin burnunu darp etmiştir. Yaşadığımız bu olay bizlere şunu göstermektedir, Atlantis sirki, hayvanlara uyguladığı işkence, zulüm ve sömürü yetmezmiş gibi kendisini protesto eden aktivistlere de saldırmakta ve şiddetin her türlüsünü uygulamakta sakınca görmemektedir. Ayrıca bu protesto esnasında, sirk yetkilileri protestomuzun sesini bastırmak için aşırı yüksek sesli müzik yayını yapmış ve üzerinde fok balıklarının ağzından “Bizi zulümden kurtaran Atlantis Sirki’ne teşekkür ederiz. Sirklerde işkence değil sevgi vardır.” yazan bir pankart açmıştır. Hiçbir gerçeklik payı olmayan bu pankart, sirk yetkililerinin kendilerini aklamak amacıyla fok balıklarının ağzından teşekkür yazısı yazdıracak kadar komik yollara başvurduğunu gözler önüne sermiştir.
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri olarak, bu ticarethane maskesine bürünmüş işkence merkezlerine karşı çıkıyoruz. Sirkler, doğal yaşam alanından ve özgürlüğünden yoksun tuttukları ve insanları eğlendirme amaçlı alıkoydukları her hayvan için, Türkiye’nin üyesi olduğu UNESCO tarafından ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde belirtilen maddeleri ayrı ayrı ihlal etmektedir ve acilen kapatılmalıdır. Bu suça izin veren tüm belediyeleri görevlerini yapmaya ve tüm ebeveynleri, çocuklarını bu zulümden uzak tutmaya çağırıyoruz. Bugün hayvan zulmü ile eğlendirilen çocuklar, yarın şiddetin, ayrımcılığın ve türcülüğün her çeşidini normal karşılayabilir ve uygulayabilir. İşkenceden ve tutsaklıktan gelen kahkaha acımasızdır!
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri
0 yorum:
Yorum Gönder