17 Ocak tarihinde, TÜYAP'ta açılışı yapılan Kürk ve Deri fuarını, Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Kürke Hayır Platformu ve Ergene İnsiyatifi ile beraber protesto ettik. Vegan Özgürlük Hareketi de bizimle beraber protesto için alandaydı. Kürk ve Deri endüstrisinin hem hayvanlar hem de işçilere yönelik şiddete ve sömürüye dayanan yöntemlerine tezat oluşturacak biçimde bizim protestomuz şiddet içermeyen, renkli, sesli ve şiddetten uzaktı.
Tepkimiz basında geniş yankı uyandırdı ve Kürk ve Deri Fuarı olarak bilinen fuarın gerçek yüzü toplum tarafından da bir kez daha görüldü. Bu elbette hayvanların kürklerini daha canlıyken yüzen ve bunu gizli tutabileceğini zanneden endüstrinin temsilcilerini fena halde rahatsız ediyor. Yıllardır sürdürdükleri yalan ve gizleme politikaları artık gerek internet ve sosyal medyanın gücü gerekse bu konularda duyarlı insanların çabaları sayesinde daha fazla görünür hale geliyor.
Bu sebeple, hayvan hakları ve hayvan özgürleşmesi mücadelesini marjinalleştirmek, şiddete meyilli insanlar gibi göstermek dünyanın her yerinde uygulanan bir karalama kampanyası. 17 Ocak tarihinde, Kanal 24 de bu karalama kampanyasının bir parçası oldu. TÜYAP fuar alanında gerçekleştirdiğimiz şiddet içermeyen protestomuzu, haber bültenlerinde şiddet içeren bir protesto gibi gösterdiler. Haberde, fuarın kapılarına boyalar döktüğümüzü ve ellerimizdeki şişeleri (!) fırlattığımızı söyleseler de ekrana yansıyan görüntülerin tam tersini gösteriyor olması da oldukça gülünç bir tezat.
Eğer ellerinde, böyle olayların yaşandığına dair bir belge, bir video ya da fotoğraf varsa bizimle ve kamuoyu ile paylaşmalarını istiyoruz. Aksi taktirde haberlerinde kullandıkları bu ifadeler tamamen hatalıdır ve bir an önce hayvan özgürlüğü savunucularından özür dilemeleri gerekmektedir.
Kanal 24 ile birlikte çok sayıda haber kanalı ve televizyona yansıyan "Hayvanseverler fuarı protesto etti" haberlerine de bir itirazımız var. Biz "hayvansever" değiliz. Yaptığımız eylemler bir sevginin ürünü değil. Biz hayvan özgürlüğü aktivistleriyiz. Bu bir sevgi değil, politik bir duruş. Köleliğe karşı çıkan ve siyahların özgürlüğünü savunanlara nasıl "Köleseverler" denmiyorsa, sendikalarda çalışan insanlara "İşçisever" denmiyorsa, feminist hareket içinde mücadele eden insanlara "Kadınsever" denmiyorsa, hayvanların köleleştirilmesine ve sömürülmesine karşı çıkanlara da "hayvansever" denemez.
Bu politik duruş, et, süt, yumurta, kürk, deri, sirk gibi hayvan sömürüsüne dayanan bütün sektörlere karşı bir tavrı, sanatta ve ulaşımda hayvanların sömürülmesine itirazı içeriyor. Biz daha büyük kafesler değil, hayvan özgürlüğü istiyoruz. Lütfen, haber metinlerinizde bizden hayvanseverler olarak bahsetmeyin. Doğru ifade "Hayvan özgürlüğü savunucuları" olmalıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder